Coğrafya


Coğrafya Hocamız: Sırrı Erinç

Sevgili hocamız Celal Şengör'ün sonsuz övgüleriyle tanışma şansı bulduğum Sırrı Erinç hakkında Atlas dergisinin 2002 Mayıs sayısından yaşamını ve yaptıklarını detaylı bir şekilde anlatan bu güzel yazıyı üşenmeyerekten buraya geçirmek istedim. Görmeyen bilmeyen kalmasın babında.

Yazı: Gökhan Tan
Fotoğraflar: Sırrı Erinç Arşivi
Atlas Dergisi, 2002 Mayıs, Sayı 110

Coğrafyamızın belleği, modern yer bilimlerinin öncüsüydü. Sırrı Erinç’in ölümüyle Türkiye coğrafya hocasını yitirdi. 

Sırrı Hoca’yı bir çizgi roman kahramanına benzetiyorum. Başında fötr şapka, ağzında sigarası, uçsuz bucaksız arazinin ortasında takım elbiseyle dolaşan heybetli bir adam. “ Bir arazi kıyafeti bile edindiremedim” diyor eşi Vahide Erinç: “ O da elbise, bu da elbise derdi.” Belki de Sırrı Erinç’i gerçek kılan, o elbisenin altından çıkaracağı bir pelerininin olmaması. Bizden biri olması. Hoca’nın eski fotoğrafları arasında dolaşırken, zaman zaman Vahide hanım bile onu, arazide kendisine rehberlik eden Anadolu insanlarından ayırt etmekte zorlanıyor. İpucunu yine Hoca veriyor; istisnasız gülümsüyor tüm fotoğraflarda. Muzipçe bir gülüş bu. İnsanlığa faydalı yeni bir maceranın peşindeki kahramanın gülüşü.


Prof.Dr. Sırrı Erinç çalışmalarına, 1984 yılında İÜ Deniz Bilimleri ve Coğrafya Enstitüsü müdürlüğünden emekli olduktan sonra da devam etti. Eylül 2001'de İstanbul'daki evinde çekilen fotoğraf, ünlü coğrafyacımızın son fotoğrafı oldu.

Has Üniversitesi’nin Balat’taki kampüsünde Sırrı Erinç hakkında sohbet ederkenYücel Yılmaz bir ara ayağa kalktı. Üniversitenin rektörü, odasının Haliç’e bakan büyük kemerli pencerelerinden birine yaklaştı ve dışarıyı gösterdi. “Burası” dedi, "bir zamanlar karaymış. Deniz gelgit olayı nedeniyle karaya sokulmuş ve bu halici oluşturmuş”. Coğrafyacının işi bunu söylemek, yani yeryüzü şekillerinin tanımını yapmaktır. Erinç’in coğrafyası bu kalıba sığmaz. Karşıda Galata’yı göstererek, “Demek ki kara yükselmiş. Tektonik hareketler yeri hangi yöne sıkıştırmış? Boğaza açılan diğer akarsularda neden aynı şey görülmemiş? Acaba buzullar mı etkili olmuş?”. Sırrı Erinç, yerkabuğunda gördüğümüz her oluşumu meydana getiren olayları ve süreçlerini anlamaya çalışan bir coğrafyacıydı. Celal Şengör, Yücel Yılmaz’ın verdiği örneği daha ileri götürür ve sık sık Erinç’in 19. Yüzyılda coğrafyayı “ilgili tüm bilimleri” içeren bir disiplin olarak ortaya koyan ünlü dahi Alexander Von Humboldt’un yarattığı ekolün son temsilcilerinden olduğunu söyler.


Sırrı Erinç (ortada), Uludoruk (Cilo) Dağı'nda 1948 yılında gerçekleştirilen 15 günlük kamp çalışmasında.

İlginç olan, Sırrı Hoca’nın 66 yıl boyunca yüreyeceği bu yolu henüz bir lise öğrencisiyken belirlemesi ve hazırlıklarını da buna göre yapması; İstanbul Erkek Lisesi’nde ana yabancı dil olan Almanca’nın yanında, Fransızca ve Rusça öğreniyor. ( Üniversitede buna İngilizceyi de ekliyor; İtalyancayı okuyup anladığına ise Celal Şengör şahit.) Öğretmenleri Erinç’i İstanbul Üniversitesi’ne götürerek daha sonra Türkiye Bölgesel Coğrafyasında büyük bir isim olacak Besim Darkot ve jeolojinin Türkiye’de ayrı bir disiplin olarak gelişmesi için ilk adımları atan Hamit Nafiz Pamir’le tanıştırıyor. Liseyi birincilikle bitiren Erinç, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü’ne giriyor; aynı anda Yüksek Öğretmen Okulu’na da kaydını yaptırıyor. Zamanın milli eğitim bakanı Hasan Ali Yücel’in özel izniyle, dönemin müfredatında ağırlıklı olarak tarih dersleri yerine Jeoloji Enstütisü’nün tüm derslerini alıyor. Coğrafya ve jeolojiyi eşzamanlı okuyarak 1940 Türkiye’sinde bir ilki gerçekleştiriyor. Aynı yıl Coğrafya Bölümü’nde asistanlığa başladı.
1940’ın Türkiye’de yer bilimleri için yeni bir milat olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz. Bu dönemde yer bilimleri “ üniversite koridorlarından” gerçek anlamda çıkıp, özellikle Sırrı Erinç ve İhsan Ketin’in çalışmalarıyla özgün arazi çalışmalarına yöneliyor. Söylemek istediğim bu dönem öncesinde bilimsel arazi çalışmalarının yapılmadığı değil, fakat veriler toplandıktan sonra ortaya konan sonuçların tümüyle yeni bir şeyler söylemediği. Bu çalışmalar genellikle, Kayser, Kober gibi dünyanın önde gelen bilim adamlarının teorilerinin Türkiye için yorumlanmasından ibaret.


Kaçkar Dağların’daki araştırmasını anlatırken, “ Merak ve öğrenme ateşi içinizi kavurmazsa, bu iş olmaz.” demişti Sırrı Hoca, “hele dönemin Türkiye’sinde”. Tren ancak Erzurum’a kadar gidiyordu. İspir’e 200 kilometrelik mesafeyi posta tatarıyla yürüyüp, dağlarda gecelemişler. Yer şekilleri ve iklim ilişkisi, daha ilk yıllardan itibaren mesleki ilgisinin odağını oluşturuyordu. Buzullaşma, bu konuda geçerli verileri sağlıyordu, ancak Türkiye’de buzul olduğu o döneme kadar bilinmiyordu. 1944 yılında tamamladığı doktora çalışmasında, Kaçkarlar’de buzul oluşumunu ilk defa detaylı olarak belgeledi. Doğu Karadeniz Dağları’nın Pleistosen’den bu yana tektonik yükselmeye uğradığını jeomorfolojik olarak kanıtladı. Erinç bu araştırmasını 1949 yılında zamanın en önemli jeoloji dergilerinden Geologische Rundschau’da yayımladı ve uluslar arası alanda ismi ilk olarak bu çalışmayla duyuldu.


Sırrı Erinç'in 1940'lı yıllarda çektiği fotoğraflar, onun keşiflerini belgelemenin ötesinde, olasılıkla o coğrafyanın ilk fotoğraflarıydı. Cilo Dağı'nın 4135 metrelik en yüksek doruğunu ve geri çekilen buzulu gösteren bu iki fotoğrafı 1948'de çekmiş.

Bu başarıyı, burada alt alta okumakta sıkılacağınız kadar çok çalışması takip etti. 1945 ve 1948 arasında Van Gölü ve Sapanca’da gerçekleştirdiği limnolojik ( gölbilimsel) araştırmalar, Türkiye’nin ilk göl batimetri (eşderinlik) haritalarını ve ilk termal göl çalışmalarını ortaya çıkardı. 1954 yılında Karadeniz çevresinin Dördüncü Zaman’daki jeolojik evrimini konu alan ünlü makalesini yayımladı. Amerikalı jeologRichard Foster Flint, Dördüncü Zaman konusunda 1970’li yılların sonuna kadar en geçerli başvuru kaynağı olarak kabul edilen kitabında, Hoca’nın makalesinden yararlandı ve bu makaleyi mutlaka okunması gereken eserler listesinde verdi. Ege Rift Alanı’nın detaylı ilk tektonik sentezini 1955’te yaptı. 1961’de İhsan Ketin tarafından bulunan ve artık hayatımızın belirli bir parçası olan Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın yaşını belirledi. 1970’de eski Yunan coğrafyacı Strabon’dan beri bilinen Kula volkanik alanının haritasını çıkarıp, jeolojik ve morfolojik gelişme süreçlerini belgeledi. Anadolu’daki karstik alanların C.A.Alagöz’ün 1944 tarihli ilk yayınından sonra detaylı ilk sentezinin yaptı, Konya Ovası ve İç Toroslar’da traverten konileri gibi yeni karst şekillerini tanıttı. Pek çok depremden sonra, fayları haritaladı ve yorumladı.

Fotoğrafçılık Erinç için ayrı bir tutkuydu. 1960 yılında Konya Karapınar'ın, kumulların genişlemesi nedeniyle çölleştiğini, emektar Voigtlander'ıyla çektiği fotoğraflarla duyurdu.

Amerikalı ünlü tektonikçi John Dewey, Türkiye neotektoniği konusunda yapacağı çalışmalar için 1979 yılında Sırrı Erinç’ten yardım ister. Sırrı Hoca, Dewey’i Yalova kıyılarında kendi buluşu olan ve 1980’li yıllarda dünyada önemli çalışmalara ışık tutacak taraçalara götürür. Celal Şengör’ün aktardığına göre Dewey o ana kadar sadece coğrafyacı olduğunun bildiği Erinç’in bilgisine hayran olur ve o ana kadar gördüğü en iyi arazi jeologlarından biri olduğunu söyler. İklimbilimci Nüzhet Dalfes yıllar sonra İstanbul Teknik Üniversitesindeki bir sohbette, Dewey’in bu teşhisini duyduğunda verdiği karşılık şudur:” Valla jeoloji bilgisini değerlendirmeye benim gücüm yetmez ama dünya iklim sistemleri hakkında ne söylerseniz söyleyin anlayan ve üzerine bir şeyler ilave edebilen tanıdığım Türkiye’deki tek insan Sırrı Bey’dir.” Mehmet Karaca’da Dalfes’in sözlerini doğruluyor: “ Klimatolojinin tüm alt dallarına dalmış başka bir bilim adamımımz yok.” Türkiye’nin önde gelen iki iklimbilimcisinin bunu söylemesi oldukça çarpıcı. Sırrı Erinç, coğrafyanın bir alt disiplini olarak uğraştığı klimatolojiyi, Türkiye’de yerleştirmiş ve 40 yıl sonrasında bile aşılması zor bir çerçeve oluşturmuş. Bugün Sırrı Erinç’in kendi adıyla anılan bir indis’i var. 1965 yılında ortaya koyduğu bu indis, yağış etkinliğini belirleyen ve yalnız klimatolojide değil, jeomorfoloji de dahil olmak üzere birçok alanda uygulanabilen bu formül, o güne kadar kullanılan kuraklık indisi formüllerinin en pratiği.

Tüm bu araştırmalar, Türkiye’nin Sırrı Erinç sayesinde jeomorfoloji ve klimatoloji disiplinlerinde sesini duyurabildiği çalışmaların sadece bir bölümünü içeriyor. Sırrı Hoca, elde ettiği başarıdan sonra araştırmalarını yurtdışında yayımlatma ( ve bu sayede gelir de elde etme) şansına sahip olduğu halde, ses getirecek çalışmalarını ilk kez İstanbul Üniversitesi Coğrafya Enstitüsü Dergisi ve bu derginin İngilizce baskısı Review’da yayımlıyordu. Hoca pek çok önemli keşfinin bu dergide dünyaya duyurdu. Çalıştığı üniversitenin prestiji kadar, bu yayınların değiş tokuş edilerek enstitünün ulaşma şansı bulamadığı yabancı yayınlara ulaşmasını da düşünüyordu. Erinç, kuruluşundan itibaren bu iki derginin de yayın kurulunda görev aldı ve bilimsel seviyenin uluslararası düzeyde olması için çabaladı.


Kaçkarlar'da buzullaşmanın etkilerini incelediği çalışması, Sırrı Erinç'in uluslararası alanda ismini duyuran ilk araştırmasıydı.

Uzun yıllar boyunca ve hiç ara vermeden yayın çıkaran Sırrı Erinç’in bir başka çarpıcı yönü de eserlerinin -doldurduğu boşluğa bakıldığında- oldukça kısa sürelerde kaleme alınmış olması. (Yazma konusundaki çabukluğunun yakın arkadaşı İhsan Ketin’i ble kıskandırdığı söylenir.) Yer bilimleriyle ilgili Türkçe ve güncel yayınlara duyulan ihtiyacı karşılama arzusuyla olsa gerek Sırrı Hoca, yeni ürettiği ya da derleyip belli bir metadolojiyle bir araya getirdiği bilgileri bir anca yayımlamaya özen gösteriyor. İlk kez 1958’de yayımlanan iki ciltlik Jeomorfoloji kitaplarının ikinci baskısının önsözünde, Erinç’in bu özelliğini kendi ağzından duymak mümkün: “ Kitap, her bakımdan baskıya hazır olarak Haziran 1967 sonunda teslim edilmiş olmasına rağmen işler her nedense ağır yürüdü” diyor Erinç. Kitabın basıldığı Ocak 1968’e kadar belli ki Hoca’nın gözüne uyku girmemiş.


Hoca, 1962 yılında Bostancı'daki okul gezisinde öğrencilerine bilgi veriyor.


Sadece Jeomorfoloji I ve II değil, Sırrı Erinç’in yazdığı birçok kitap, Türkiye’de konularında birer başyapıt olarak kabul ediliyor. Sırrı Hoca 1957’de başkanı olduğu Fiziki Coğrafya Kürsüsü’nde ya da başka üniversitelerde, genellikle ilk defa uygulamasını yaptığı ve bir ders haline gelmesini sağladığı konuların yine aynı çabuklukla kitabını yazıyor. Klimatoloji ve Metodları, Vejetasyon Coğrafyası, Ortam Ekolojisi ve Degredasyonu, Ekosistem Değişiklikleri, Doğu Anadolu Coğrafyası gibi kitapları defalarca basılıyor. Yücel Yılmaz, Hoca’nın vefatından birkaç gün öncesinde, 1953’te yayımlanan Doğu Anadolu Coğrafyası’nı okuyup, bölgedeki yeni çalışmalarında faydalanmak üzere notlar alıyormuş. Yücel Yılmaz, Türkiye’nin önemli jeologlarından. Ancak sismologdan, jeomorfoloğa, iklimbilimciden, botanikçiye ve hatta arkeologa uluslararası başarıya imza atmış pek çok bilim adamımız Sırrı Erinç’İn kitaplarını ellerinin altından eksik etmediklerini söylediler.


1967 yılında İhsan Ketin tarafından çekilen bu fotoğrafta Sırrı Erinç, Bedia Ketin ve Vahide Erinç, Hoca'nın 1956 model Volswagen'in önünde. Türkiye'nin iki duayen yerbilimcisi, dostluklarını ailelerine de taşımıştı.

Yer bilimleriyle ilgili olalım ya da olmayalım, onun mirasından hepimiz faydalandık. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde onun döneminde okuyan pek çok öğrenci, Sırrı Erinç’in derslerine girip dinlediklerini söylüyor. O zamanın arkeoloji öğrencisi, şimdinin prehistorya profesörü Mehmet Özdoğan: “ Derslerinde sadece bilime değil, kültürlere dair görüşünüzü etkileyecek bilgiyi verirdi” diyor. Bu görüşü, 1954 yılından sonra son yıllarında kadar yazmayı sürdürdüğü ortaöğretim ders kitaplarında da gözlemlenir. – son asistanı Ahmet Ertek’in söylediğine göre bu kitapları yazmak için pedagoji kitapları okurmuş-

Sırrı Hoca’nın kitaplarında yetişkin bir insanı hatta bir meslektaşını doyuracak bilgiyi bulabilirsiniz. Son görüşmemizde, kitabında İzlanda’da gece yarısı güneşini gösteren fotoğrafın altına “İzlanda’dan bir görünüş” yazıldığını gösterek, “ Oysa ben bu fotoğrafı o enlemde güneşin yazın batmadığını göstermek için koymuştum” demişti. Hoca’nın ilkokul coğrafya kitaplarına bile soktuğu depremle ilgili uyarıların hükümetlerce hala anlaşılmamış olmasının nedenini de burada aramak lazım.


Olasılıkla Batı Anadolu'da çekilen bu fotoğraf, Erinç'in İÜ Coğrafya Enstitüsü'nde asistan olduğu yıllara ait.

Ne yazık ki Sırrı Erinç’i son yıllarında tanıyabildim; Hoca’nın ciddi sağlık sorunları yaşadığı bir dönemde. Onun insanı yüreklendiren tebessümü eksik olmaz, gözünüzdeki, kendi gözünüzdeki Sırrı Erinç’i sarsmamak için sıkıntılarını belli etmezdi. Hoca’nın beni en etkileyen özelliği, cevabına bir yerde ulaşamadığım, dünyanın en ücra köşelerindeki coğrafi Türkçe karşılığını en ufak bir tereddüt yaşamdan vermesiydi. Gözündeki rahatsızlık nedeniyle artık okuyamıyordu ancak hafızası inanılmaz bir duruluğa sahipti. Vahide Hanım’dan öğrendiğime göre vefat ettiği gün akşamüstüne kadar da öyleymiş. Geçen eylül ayının sonundaki ziyaretimde uzun süre konuşmuş, beraber bahçeye çıkmıştık. Oldukça dinç gözüktüğü o gün, bilmeden son fotoğrafının çekmişim. Daha sonra bahçeye bile çıkamaz olmuş. Ahmet Ertek’in Hoca’nın vefatının ardından söylediği şey sanırım onu tanıyanların ortak duygusunu özetliyor: “ Bir gün onun da gidebileceğini düşünemezdik. Çünkü o Sırrı Erinç’ti.” 




SICAKLIĞI ETKİLEYEN FAKTÖRLER





İKLİM BİLGİSİ
ATMOSFER ve ÖZELLİKLERİ
Dünyamızı çepeçevre saran ve çeşitli gazların karışımından oluşan tabakaya atmosfer adı verilir
Atmosferin Katları
Atmosfer, yerçekimi etkisiyle iç içe kürelerden meydana gelmiştir. Bunların yoğunlukları vebileşimleri birbirinden farklıdır.
Troposfer:Atmosferin en alt tabakasıdır. Ekvator üzerindeki kalınlığı 16-17 km, 45° enlemlerinde12 km, kutuplardaki kalınlığı ise 9-10 km dir. Bunun nedeni, Ekvator’daki hava kütlelerininısınarak yükselmesi, kutuplarda ise soğuyan havanın ağırlaşarak alçalmasıdır. iklim olayları troposferin 3 -4 km lik kısmında meydana gelir. Çünkü, iklim olaylarında çok etkili olan su buharı troposferin 3 - 4 km lik kısmında bulunur. Troposfer daha çok yerden yansıyan ışınlarla ısınır.Atmosferdeki gazların % 75'i troposfer katında bulunmaktadır.
Stratosfer: Troposferden itibaren 17 - 30 km ler arasında bulunur. Bu tabakada su buharı olmadığıiçin, iklim olayı görülmez. Stratosferde sıcaklık değişimi yok gibidir. Sıcaklık –45°C civarındadır.Stratosferde yerçekimi çok azaldığı için cisimler gerçek ağırlıklarını kaybederler. Üst kısımlarındaozon gazı bulunur.
Şemosfer : Stratosferden sonra 30 - 90 km ler arasında bulunur. iki kısımdan oluşur.
a. Ozonosfer:içerisinde bulundurduğu ozon gazından dolayı bu ismi almıştır. Güneş’ten gelen vecanlı yaşamı için zararlı olan ışınları (Ultraviyole ışınları gibi) tutar. Bundan dolayı canlılarınkoruyucu katıdır. Dünya’nın aşırı ısınıp, soğumasını önler.
b. Kemosfer: Bu katmana kemosfer denilmesinin nedeni, içerisinde bazı kimyasal olaylarınmeydana gelmesidir. Az miktarda zararlı ışınların tutulması burada da görülür.
İyonosfer:Şemosferden sonra 90-300 km’ler arasında bulunur. Bu tabakadaki gazlar ultraviyoleışınlarının etkisi ile iyonlara ayrılmıştır. iyonlaşma sırasında açığa çıkan enerji ile sıcaklığıyükselmiştir. (250°C) iyonlar arasında elektron alışverişi son derece fazladır. Bundan dolayıhaberleşme sinyalleri, radyo dalgaları bu tabakadan yansır.
Eksosfer:Atmosferin en üst veen dış sınırını oluşturur. Eksosferde bazı gaz molekülleri yerçekimietkisinden kurtularak uzaya kaçar. Bu nedenle dış sınırı kesin olarak tespit edilememekte, 10.000km ye kadar çıktığı sanılmaktadır.
Atmosferin Faydaları
İklim olayları meydana gelir.
Canlı yaşamı için gerekli gazları ihtiva eder.
Güneş’ten gelen zararlı ışınları tutar.
Dünya’nın aşırı ısınmasını ve soğumasını engeller.
Dünya ile birlikte dönerek sürtünmeden doğacak yanmayı engeller.
Uzaydan gelen meteorların parçalanmasına neden olur.
Güneş ışınlarının dağılmasını sağlayarak, gölgede kalan kısımların da aydınlanmasını sağlar.Bir başka ifade ile gölgelerin tam karanlık olmasını önler.
Işığı, sesi, sıcaklığı geçirir ve iletilmesini sağlar.
Hava akımları sayesinde gündüz olan kesimlerin aşırı sıcak, gece olan kesimlerin de aşırısoğuk olmasını engeller.
A.9.9.
HAVA DURUMU VE İKLİM
HAVA DURUMU:Dar bir sahada, kısa süre içerisinde görülen atmosfer olaylarına hava durumu
denir. Hava durumunu meteoroloji bilimi inceler.
İKLİM:Genişbir sahada, uzun yıllar boyunca (40 –50 yıl) devam eden, atmosfer  olaylarının ortalamasına iklim denir. İklimi klimatoloji bilimi inceler.
İklimin insan ve çevre üzerindeki etkileri
1.
İnsanların; –Yeryüzüne dağılışlarını,
–Ekonomik faaliyetlerini,
–Yiyecek ve giyeceklerini,
–Fizyolojik gelişimlerini,
–Karakterlerini,
–Kültür faaliyetlerini, etkiler.
2.Endüstrinin dağılışını etkiler.
3.Konut tipini ve malzemesini etkiler.
4.Ulaşım faaliyetlerini etkiler.
5.Turizm faaliyetlerini etkiler.
6.Tarım faaliyetlerini etkiler.
7.Tarım ürünleri çeşitliliğini etkiler.
8.Toprak oluşumunu ve verimlilik derecesini etkiler.
9.Yeryüzü şekillerinin oluşumunu etkiler.
10.Bitki örtüsü çeşitliliğini etkiler.
11.Göllerin oluşumunu ve göl sularının kimyasal özelliğini etkiler.
12.Akarsu debilerini ve rejimlerini etkiler.
13. Hayvan türleri ve dağılışını etkiler.
14.Dış kuvvetlerin etki alanlarını ve dağılışını etkiler.
15.Kayaların çözülme türünü belirler.
16.Erozyonu etkiler.
17.Kalıcı kar sınırı yükseltisini etkiler.
18.Denizlerin tuzluluk oranlarını etkiler.
İKLİM ELEMANLARI
A. SICAKLIK:
Yeryüzündeki sıcaklığın kaynağı Güneş’tir. Yeryüzünün Güneş’ten aldığı ısı miktarına sıcaklık
denir. Termometre ile ölçülür. Sıcaklığın birimi santigrat derece (°C) dir. Güneş ışınları vasıtasıyla gelen ısı enerjisi, atmosferi geçerek yeryüzüne ulaşır ve yeryüzünü ısıtır.Ancak, Güneş’ten gelen enerjinin tümü yeryüzüne kadar ulaşamaz. Bir kısmı atmosferde alıkonur,bir kısmı atmosferin yüzeyinden geri yansır.
Atmosfere gelen enerji % 100 kabul edilirse;
Enerjinin % 25'i bulutların ve atmosferin etkisi ile uzaya doğru yansır.
% 25'i atmosferde dağılarak gölge yerlerin aydınlatılmasını ve gök yüzünün mavigörünmesini sağlar.
% 15'i atmosfer tarafından emilerek atmosferin ısınmasını sağlar.
% 35 'i yeryüzüne ulaşır. Bu enerjinin % 27'si yeri ısıtır. % 8'i ise yeryüzüne çarptıktan sonratekrar uzaya yansır.
SICAKLIK DAĞILIŞINI ETKiLEYEN
FAKTÖRLER
(SICAKLIK ETMENLERi)
1. Güneş ışınlarının yeryüzüne düşme açısı:Yeryüzünde sıcaklık dağılışını etkileyen en önemlifaktördür. Güneş ışınları bir yere ne kadar dik düşerse, orası o kadar fazla ısınır. Düşme açısıküçüldükçe ısınma azalır. Düşme açısını belirleyen etkenler şunlardır:
a. Dünya’nın şekli ve enlem:
Dünya’nın şekline bağlı olarak, Ekvator’dan kutuplara doğrugidildikçe güneş ışınlarının yere düşme açıları küçülür. Bunun sonucunda da Ekvator’dan kutuplaragidildikçe sıcaklık azalır(enlem faktörü).
b. Yaşanan Mevsim:
Dünya’nın eksen eğikliği ve yıllık hareketine bağlı olarak güneş ışınlarınındüşme açısı yıl boyunca değişir.Buna göre, Kuzey Yarım Küre, yaz mevsiminde güneş ışınlarını daha dik, kışın daha eğik alır.
c. Günün Saati:
Dünya’nın günlük hareketine bağlı olarak, güneş ışınlarının bir noktaya geliş açısıgün boyunca değişme gösterir. Güneş ışınları sabah ve akşam eğik açıyla, öğle vakti isegelebileceği en dik açı ile gelir.
d. Bakı ve eğim
: Güneş ışınlarının düşme açısı, yerşekillerinin Güneş’e bakma durumuna göre(Bakıya göre) ve yerşekillerinin eğimine göre değişir.
2. Güneş ışınlarının atmosferde kat ettiği yol:
Güneş ışınlarının atmosferde aldığı yol uzadıkçaenerji kaybı o oranda artar. Dik açı ile gelen ışınlar daha kısa bir yoldan yeryüzüne ulaşır ve dahaaz kayba uğrar. (Ekvator çevresi gibi)Dar açı ile gelen ışınlar ise, dahauzun bir yoldan yeryüzüne ulaşır ve daha fazla kayba uğrar.(Kutup çevreleri gibi)
3. Güneşlenme Süresi:Güneşlenme süresi arttıkça sıcaklık artar. Yaz aylarında güneşlenme süresifazla olduğundan sıcaklık değerleri yüksektir. Yine gün içinde en yüksek sıcaklıkların tam öğle vaktideğil, öğleden birkaç saat sonra olması güneşlenme süresi ile ilgilidir. Geceleri ise, Güneş’tenenerji alınmadığı için soğuma görülür. Bu nedenle günün en soğuk anı, sabah Güneş doğmadanönceki andır.
4. Yükselti:Troposfer katında, yerden yükseldikçe sıcaklık değerleri her 100 m. de 0,5 °C azalırken,alçaldıkça her 100 m. de 0,5°C artar.
5. Kara ve Denizlerin Dağılışı:Aynı miktarda güneş enerjisi alan karalar ve denizler aynı derecedeısınmazlar. Karalar denizlere oranla daha fazla ve çabuk ısınırken, denizler daha az ve geç ısınırlar.Yine karalar denizlere oranla daha fazla ve çabuk soğurken, denizler daha az ve geç soğurlar.
Denizler karalara oranla geç ısınıp geç soğuduğu için, karasal iklimlerde en sıcak ay Temmuz, ensoğuk
ay Ocak iken, denizel iklimlerde en sıcak ay Ağustos, en soğuk ay Şubattır.
6. Nem Miktarı:Nem, bir yerin fazla ısınması ve soğumasını önler. Sıcaklık farkını azaltır. Güneşışınlarının dik ve dike yakın geldiği Ekvator çevresi Dünya’nın en sıcak yerleri olması gerekirken,nemin fazlalığından dolayı olmamıştır. Dünya’nın en sıcak yerleri ise Dönenceler civarı (Tropikalçöller) olmuştur.
Kış mevsiminde, havanın bulutlu olduğu günlerde, ısı kaybı azaldığından sıcaklık değerleriyüksektir. Havanın bulutsuz olduğu günlerde ise, ısı kaybı daha fazla olduğundan sıcaklık değerleridüşüktür. Kuru ve ayaz bir hava yaşanır.
Nemin fazla olduğu deniz yüzeylerinde, vadilerde ve alçak ovalarda nemin fazlalığından dolayısıcaklık kaybı az iken, dağ zirvelerinde nemin azlığından dolayı sıcaklık kaybı fazladır.
7. Okyanus Akıntıları:Okyanus akıntıları, hem denizler hem de karalar üzerinde havanın sıcaklığınıetkilerler. Bu akıntılar sıcaklığın Ekvator’dan kutuplara doğru düzenli olarak azalmasını engeller.Ekvator yönünde n gelen Gulf - Stream, Brezilya, Kuroşivo ve Alaska gibi akıntılar sıcaklığı yükseltir.Buna karşılık, kutup yönünden gelen Labrador, Kanarya, Oyaşivo, Benguela ve Kaliforniya gibiakıntılar sıcaklığı düşürür.
8. Rüzgârlar:Kuzey Yarım Küre’de güneyden, Güney Yarım Küre’de de kuzeyden esen rüzgârlar,Ekvator yönünden geldikleri için sıcaklığı artırır. Kutup yönünden gelen rüzgârlar ise, sıcaklığıdüşürürler. Bu durum enlem -sıcaklık ilişkisine örnektir.
Denizden karaya doğru esen rüzgârlar kışın ılıtıcı, yazın ise serinletici etki yapar.
Karadan denize doğru esen rüzgârlar ise, kışın sıcaklığı düşürücü, yazın ise sıcaklığı yükseltici etki
yapar.
9. Bitki Örtüsü:Bitki örtüsü, güneş ışınlarının bir kısmını emerek gündüz yerin fazla ısınmasınıönler. Gece ise, yerden ışıyan sıcaklığın bir bölümünü tutarak fazla soğumayı engeller. Bununsonucunda, bitki örtüsünün gür olduğu alanlar ile seyrek olduğu alanlar arasında, sıcaklığın dağılışıaçısından önemli farklar ortaya çıkar.
SICAKLIĞIN YERYÜZÜNDEKİ DAĞILIŞI
Sıcaklığın yeryüzüne dağılışı izoterm adı verilen eş sıcaklık eğrileri ile gösterilir. Sıcaklık haritalarına ise
izoterm haritaları denir. izoterm haritaları günlük, aylık ve yıllık olabilir. Bu haritaların bir kısmı gerçeksıcaklıkları gösterir. Bunlara gerçek izoterm haritaları denir. Bu haritalarda yükseltinin etkisi hesaba katılır.Bir de, yükselti değerleri her yerde sıfır metre kabul edilerek, sıcaklık değerlerinin buna göre düzenlenipçizildiği haritalar vardır. Bu haritalara da indirgenmiş izoterm haritaları
denir. Her yerin gerçek sıcaklığına,yükseltiden dolayı kaybettiği sıcaklığın eklenmesiyle indirgenmiş sıcaklık bulunur.
Örneğin, 1000 m. yükseklikteki bir yerin gerçek sıcaklığı 16°C ise, buranın indirgenmiş sıcaklığı;
http://htmlimg3.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/3-020f25bdc2.jpghttp://htmlimg3.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/3-020f25bdc2.jpg
4
Dünya Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı
Yeryüzünde üç farklı sıcaklık kuşağı oluşmuştur.
Genel olarak (Dünya’nın şekli sonucu) Ekvator’dan kutuplara gidildikçe sıcaklık azalır. Ancak enyüksek sıcaklıklara dönenceler çevresinde rastlanmaktadır.
Kuzey Yarım Küre, Güney Yarım Küre’den daha sıcaktır. Çünkü, Kuzey Yarım Küre’de karalar, GüneyYarım Küre’de denizler daha fazla yer kaplar.
Kuzey Yarım Küre’de, yüksek enlemlerdeki karaların batı kıyıları, doğu kıyılarına göre daha sıcaktır.Sebebi, sıcak okyanus akıntılarıdır. (Gulf
- Stream, Alaska, vb.)
Kuzey
Yarım Küre’deki sıcaklık farkları Güney Yarım Küre’den daha fazladır. Sebebi, kara
- deniz
dağılışıdır.
Termik Ekvator ortalama 8° kuzeye kaymıştır. Nedeni, kuzeyde karaların fazla olması ve sıcakokyanus akıntılarının etkisidir.
Dünya Ocak Ayı Ortalama SıcaklıkDağılışı
Ocak ayında, Kuzey YarımKüre’de kış mevsimi yaşanır.
Bu ayda Dünya’nın en soğuk
yerleri Sibirya, Kanada ve
Grönland’ın kuzey bölgeleridir.
Bu ayda Dünya’nın en sıcak yerleri,Oğlak Dönencesi üzerindeki karaiçleridir.
Dünya Temmuz Ayı Ortalama SıcaklıkDağılışı
Temmuz ayında, Kuzey YarımKüre’de yaz mevsimi yaşanır.
Bu ayda, Dünya’nın en sıcak yerleriBüyük Sahra, ArabistanYarımadası’nın iç kısımları, iran, OrtaAsya, Meksika, Amerika’nın ortakesimleri ve Arizona çevresidir.
Bu
ayda Dünya’nın en soğuk yerleriAntarktika Kıtası’ndadır.
http://htmlimg2.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/4-1c4f9ad888.jpghttp://htmlimg2.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/4-1c4f9ad888.jpghttp://htmlimg2.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/4-1c4f9ad888.jpghttp://htmlimg2.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/4-1c4f9ad888.jpg
5
B. BASINÇ ve RÜZGÂRLARBASINÇ
:
Atmosferi oluşturan gazların yeryüzüne yaptığı etkiye
basınç
denir. Basınç
barometre
ile
ölçülür. Basıncın değeri
milibar
(mb) denilen birimle belirtilir. Ayn
ı basınca sahip olan noktalarınbirleştirilmesiyle oluşturulan iç içe kapalı eğrilere ise
izobar
adı verilmektedir.
Atmosferin yeryüzüne yaptığı basınç her yerde aynı değildir. Atmosfer basıncını etkileyen faktörlerşunlardır:
1. Yerçekimi
:
Yerçekiminin etkisiyle gazlar Dünya’yı çepeçevre kuşatmıştır. Yükseklere doğruçıkıldıkça ve alçak enlemlere doğru geldikçe yerçekimi azalır. Buna bağlı olarak basınç da azalır.
Yerçekimi ile basınç arasında doğru orantı vardır. Yerçekimi arttıkça basınç artar, yerçekimi
azaldıkça basınç azalır.
2. Yükselti
:
Yükseldikçe basınç azalır. Bunun nedeni, yükseklere doğru çıkıldıkça Atmosfer’ioluşturan gazların yoğunluklarının yerçekimi etkisiyle azalmasıdır. Basınç ile yükselti arasında tersorantı vardır.
3. Termik Etkenler
(Sıcaklık)
:
Sıcaklığın artmasıyla hava genişler, hafifler ve yükselir. Yükselenhavanın yere yaptığı basıncın azalmasıyla, alçak basınç alanları doğar.
Sıcaklığın azalmasıyla soğuyan havanın hacmi daralır, ağırlaşır ve alçalır. Alçalan havanın yereyaptığı
basıncın artmasıyla yüksek basınç alanları doğar.
Bu şekilde, ısınma ve soğumaya bağlı olarak oluşan basınç merkezlerine
termik basınç merkezleri
denir. Örneğin, Ekvator çevresi sürekli sıcak olduğundan, burada termik alçak basınçlaroluşmuştur. Kutuplar civarı ise, sürekli soğuk olduğundan burada da termik yüksek basınçlaroluşmuştur. Sıcaklık ile basınç arasında ters orantı vardır.
4. Dinamik Etkenler:
Hava kütlelerinin alçalarak yığılması veya yükselerek seyrekleşmesisonucunda ortaya çıkar.
Örneğin, troposferin üst kısımlarında, Ekvator’dan kutuplara doğru esen
Ters
(üst)
Alize rüzgârları
Dünya’nın dönme hareketinin etkisiyle 30° enlemleri civarında alçalarak yüksek basınç alanlarınıoluştururlar.
Bununla birlikte, Batı ve Kutup rüzgârları da 60° enlemleri civarında karşılaşınca yükselirler veburada alçak basınç alanlarını oluştururlar.
işte, bu şekildeki hava hareketlerine bağlı olarak oluşan basınç merkezlerine de
dinamik basınç
merkezleri
denir.
Atmosfer basıncı, yere yaptığı basınç derecesine göre üçe ayrılır.
Normal Basınç:
45° enlemlerinde, deniz seviyesinde, 0°C sıcaklıkta, 760 mm yüksekliğindekicıvanın yaptığı basınca eşit olan atmosfer basıncına
normal basınç
denir. Bu basınç 1013milibardır.
Yüksek Basınç (Antisiklon):
1013 milibardan daha yüksek olan basınçlara
yüksek basınç
denir.
Yüksek basıncın görüldüğü yerlerde alçalıcı hava hareketleri vardır.
Alçak Basınç (Siklon):
1013 milibardan daha az olan basınçlara
alçak basınç
denir. Alçak basıncıngörüldüğü yerlerde yükselici hava hareketleri vardır.
YERYÜZÜNDEKİ SÜREKLİ BASINÇ
ALANLARI
1. Termik Kökenli Basınç Alanları
Ekvatoral Alçak Basınç Alanı
(Tropikal Siklon) :
Ekvatoral bölge üzerinde bütün Dünya’yıkuşatan sürekli bir alçak basınç alanı uzanır. Bunun nedeni buraların devamlı ısınmasıdır
.
Bu basınç kuşağı kışın güneye, yazın da kuzeye doğru genişler.
Kutuplar Yüksek Basınç Alanı
(Polar Antisiklon):
Kutuplar yıl boyunca soğuk olduklarından,buralarda sürekli bir yüksek basınç alanı oluşmuştur. Bu basınç alanı kışın genişler, yazın da
daral
ır.
2. Dinamik Kökenli Basınç Alanları
Ekvator Üstü Yüksek Basınç Alanı
(Subtropikal Antisiklon):
Ekvatoral bölgede, ısınarakyükselen hava kütleleri üst alizeler halinde kutuplara doğru eserken, gerek Dünya’nınekseni etrafında dönmesinden, gerekseyerçekimi ve soğumadan dolayı 30° enlemlericivarında alçalır. Sonuçta, bu enlemlerde yüksek basınç alanı oluşur.
6
Kutup Altı Alçak Basınç Alanı
(Subpolar Siklon) :
Batı ve Kutup rüzgârları, 60° enlemlericivarında karşılaştıktan sonra yükselirler. Sonuçta bu enlemlerde alçak basınç alanı oluşur.
RÜZGÂRLAR
:
Yüksek basınç (antisiklon) alanlarından alçak basınç (siklon) alanlarına doğru olanyatay hava akımlarına rüzgâr denir. Rüzgârın yönü, coğrafi yönlerle ifade edilir. Rüzgâr hızı
anemometre
adı verilen aletle
ölçülür.
Rüzgârın hızını etkileyen faktörler
a. Basınç farkı:
Rüzgârın hızı basınç farkıyla doğru orantılıdır.
Basınç farkı çok ise rüzgâr hızlı, basınç farkı az ise rüzgâr yavaş eser. iki bölge arasındaki basınçfarkının sona ermesi ile rüzgâr etkinliği
kaybeder.
b. Basınç merkezleri arasındaki uzaklık:
Aynı basınç farklarına sahip, birbirinden farklı uzaklıktakinoktalar arasında rüzgârların hızı farklıdır.Birbirine yakın olan noktalar arasında, izobaryüzeylerinin eğimi fazladır ve rüzgâr hızlı eser.Birbirine uzak olan noktalar arasında ise,izobar yüzeylerinin eğimi azdır ve rüzgâr yavaş
eser.
c. Dünya’nın Dönmesi:
Dünya’nın dönüşünebağlı olarak rüzgârlar, düz çizgiler yerine
saparak hareket ederler. Bu sapmalar ise
onlara hız kaybettirir.
d. Sürtün
me:
Engebeli arazilerde rüzgârlar çok fazla engellerle karşılaştığı için hızları azalır. Bundan dolayı,rüzgârların hızı, sürtünmenin azaldığı düz ve açık alanlarda fazladır.
Rüzgârın yönünü etkileyen faktörler
a. Basınç merkezlerinin konumu:
Basınç merkezleri yer değiştirdikçe rüzgârın yönü de değişir.
b. Yeryüzü şekilleri
: Rüzgârlar basınç merkezleri arasında hareket ederken, yeryüzü şekillerineçarparak yön değiştirirler.Bir bölgede rüzgârın yıl içerisinde en fazla estiği yöne
hakim rüzgâr yönü
denir. H
akim rüzgâr yönü yer
şekillerine göre ortaya çıkar.
c. Dünya’nın Dönmesi:
Dünya’nın kendi ekseni etrafında dönmesi sonucunda, rüzgârlar basınçmerkezleri arasındaki en kısa yolu izleyemezler. Rüzgârlar, Kuzey Yarım Küre’de hareket yönününsağına, Güney Yarım Küre’de ise hareket yönünün soluna saparlar.
*
Yüksek basınç alanlarında rüzgârlar, merkezden çevreye doğru hareket ederler.
*
Alçak basınç alanlarında ise rüzgârlar, çevreden merkeze doğru hareket ederler.
RÜZGÂR ÇEŞİTLERİ
1. Sürekl
i
(Yıllık)
Rüzgârlar
:
Dünya üzerindeki, sürekli alçak ve yüksek basınç alanları arasında esenrüzgârlardır.
a. Alize Rüzgârları:
30° Kuzey ve 30° Güney enlemlerindeki dinamik yüksek basınç alanlarından,Ekvator’daki termik alçak basınç alanına doğru esen rüzgârlardır.
Özellikleri
Başlangıçta sıcak ve kurudurlar. Ancak, denizler üzerinden geçerken nem kazanırlar.
Tropikal kuşaktaki karaların doğu kıyılarına bol yağış bırakırlar. Bu nedenle
Doğu rüzgârları
dadenir.
http://htmlimg4.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/6-a379253af3.jpghttp://htmlimg4.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/6-a379253af3.jpghttp://htmlimg4.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/6-a379253af3.jpg
7
Sürekli olmaları ve yönlerinin belli olması nedeniyle, yelkenli gemiler döneminde bu rüzgârlardan
faydala
nılmıştır. Bu nedenle bu rüzgârlara
ticaret rüzgârları
(trade winds) da denilmiştir.
Ekvatoral bölgede karşılaşan Alizeler, 3
-
4 km kadar yükselerek kutuplara doğru hareket ederler.
Bunlara
da ters alize (üst alize) adı verilir. Ters alizeler, dönenceler üzerinde alçalarak tropikalçöllerin oluşmasına neden olurlar.
Sıcak okyanus akıntılarının oluşumuna neden olurlar.
b. Batı Rüzgârları:
30° enlemlerindeki dinamik yüksek basınç alanlarından, 60° enlemlerindekidinamik alçak basınç alanlarına doğru esen rüzgârlardır.
Özellikleri
Başlangıçta sıcak ve kurudurlar. Ancak, denizler üzerinden geçerken nem kazanırlar.
Orta kuşaktaki karaların batı kıyılarına bol yağış bırakırlar.
60° enlemleri civarında Kutup rüzgârları ile karşılaşarak cephe yağışlarına yol açarlar.
c. Kutup Rüzgârları:
Kutuplardaki termik yüksek basınçlardan, 60° enlemlerindeki dinamik alçakbasınç alanlarına doğru esen rüzgârlardır.
Özellikleri
Soğuk ve kuru oldukları için, etkili oldukları alanlarda sıcaklığı azaltarak kar yağışlarına neden
olurlar.
60° enlemleri civarında Batı rüzgârları ile karşılaşarak cephe yağışlarına yol açarlar.
Soğuk okyanus akıntılarının oluşumuna neden olurlar.
2. Devirli (Mevsimlik) Rüzgârlar
:
Kıtalar ve okyanuslar arasındaki ısınma ve sıcaklık farkları sonucumeydana gelen rüzgârlardır. Mevsimlik rüzgârların en tanınmış olanı
musonlar
dır.
a. Yaz Musonu:
Yaz mevsiminde karalar denizlere göre daha fazla ısınır. Bu nedenle buralardaalçak basınç alanları oluşur.Aynı mevsimde deniz ve okyanuslar daha serinoldukları için, yüksek basınç alanı durumundadırlar.
Bunun sonucunda, deniz ve okyanuslardan kara
içlerine doğru büyük bir hava akımı olur. Burüzgârlara
yaz musonu
denir.
Yaz musonları deniz ve
okyanuslardan
kaynaklandıkları için bol nem taşırlar. Bundan dolayıetkili oldukları yerlere bol yağış bırakırlar.
Görüldüğü yerler
-
Ön ve Güney Asya ile Hint Okyanusu arasında
-
Doğu Asya ile Büyük Okyanus’a bağlı denizler arasında
-Kuzey Amerika ile Me
ksika Körfezi arasında
-
Batı Afrika ile Gine Körfezi arasında
-
Doğu Afrika ile Hint Okyanusu arasında
b. Kış Musonu:
Kış mevsiminde karalar, denizlere oranla daha fazla soğuyarak
yüksek basınç alanıoluştururlar. Aynı mevsimde denizler ve okyanuslarüzerinde alçak basınç alanı vardır. Bunun sonucunda,karaların iç kesimlerinden deniz ve okyanuslara doğrubüyük bir hava akımı olur. Bu rüzgârlara
kış musonu
denir.
Kış musonları kara
kaynaklı oldukları için soğuk vekurudurlar. Bu nedenle başlangıçta yağış getirmezler.Ancak, denizler üzerinden geçtikten sonra bir karayavarırlarsa yamaç yağışlarına yol açarlar.
Kış musonları ile yağış alan yerler
Avustralya’nın kuzeyi
Endonezya Adal
arı’nın kuzeyi ve batısı
Japon Adaları’nın batısı
Afrika’nın doğusu
Hindistan’ın doğusunda Doğu Gat Dağları
http://htmlimg1.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/7-cf9ab48fde.jpghttp://htmlimg1.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/7-cf9ab48fde.jpg
8
3. Yerel Rüzgârlar
:
Bir bölgede, kısa süre içerisinde esen rüzgârlara
yerel rüzgârlar
denir.
a. Meltem Rüzgârları:
Gün boyunca oluşan sıcaklık ve basınç farkları sonucu meydana gelirler.
• Deniz Meltemi
:
Gündüz, karalar daha çok ısınacağı için alçakbasınç alanı, denizler ise yüksek basınç alanıdır.
Bunun sonucunda denizden karaya doğru rüzgâr eser. Bu rüzgâra
deniz meltemi denir.
Kara Meltemi:
Gece ise, karalar daha fazla soğuyarak yüksekbasınç alanı durumuna geçerler. Denizler daha sıcaktır ve basınçazdır. Bunun sonucunda da, karadan denize doğru rüzgâr eser. Burüzgâra kara meltemi denir.
• Vadi
Meltemi:
Gündüz, dağ dorukları vadilerden daha erken ısınırve alçak basınç oluşur. Vadiler ise, daha serindir ve yüksek basınçalanıdır. Bunun sonucunda, vadi tabanlarından dağ yamacına vedoruklarına doğru rüzgâr eser. Bu rüzgâra vadi meltemi denir.
• Dağ Meltemi:
Geceleri is
e, dağ yamaçlarında ve yüksekplâtolarda hızla soğuyan hava yüksek basınç alanı oluşturur. Alçakovalar ve vadiler ise, nem oranının daha fazla olması nedeniylesıcaktır ve alçak basınçlar görülür. Bunun sonucunda da, dağyamaçlarından alçak ova ve vadilere doğru rüzgâr eser. Bu rüzgâradağ meltemi denir.
b. Sıcak Yerel Rüzgârlar
• Föhn (Fön)
:
Hava kütleleri dağ zirvesine doğru çıkarken, sıcaklığı yaklaşık her 100 m. de 0,5 °Cazalır. Belli bir yükseltiden sonra bünyesindekinemi yağış olarak bırakır. Dağın arka yamacınageçtiğinde kuru özelliktedir ve yamacasürtünerek alçalır. Sürtünmenin etkisiylesıcaklığı her 100 m. de 1°C artar. Dağzirvelerinden aşağıya doğru sıcak ve kuru olarakesen bu rüzgârlara
föhn rüzgârı
denir.
Föhn rüzgârı, İsviçre’de Alpler’in kuzey yamaçlarında görüldüğünden bu ismi almıştır. Föhn rüzgârıTürkiye’de, Toroslar ve Kuzey Anadolu Dağları’nın denize bakan yamaçlarında kışın ve ilkbaharda görülür.
Siroko:
Kuzey Afrika’da, Büyük Sahra Çölü’nden sıcak ve kuru olarak Akdeniz’e doğru esenrüzgârdır. Fas, Tunus ve Cezayir’de etkisi belirgindir. Akdeniz’i geçerken nem kazanır. İspanya,Fransa ve İtalya’nın güney kıyılarına yağış bırakır.
• Hamsin
:
Sudan’dan gelen ve Mısır’dan Akdeniz’e doğru esen rüzgârdır. Sıcak, kuru ve boğucu birrüzgârdır.
c. Soğuk Yerel Rüzgârlar
• Bora
:
Dalmaçya kıyılarında, Dinar Alpleri’nden Adriya Denizi’ne doğru esen soğuk ve kururüzgârdır. Hızı fazladır.
• Mistral
:
Fransa’nın Rhone vadisini izleyerek Akdeniz’e doğru esen soğuk ve kuru rüzgârdır.
• Krivetz (Kriviç)
:
Romanya’da, Aşağı Tuna Ovası’na doğru esen soğuk ve kuru rüzgârdır. Bükreş’tekrivetz etkili olduğunda sıcaklık 10
-
15°C düşer.
d. Tropikal Rüzgârlar
http://htmlimg2.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/8-8e408f28e2.jpghttp://htmlimg2.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/8-8e408f28e2.jpghttp://htmlimg2.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/8-8e408f28e2.jpghttp://htmlimg2.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/8-8e408f28e2.jpghttp://htmlimg2.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/8-8e408f28e2.jpg
9
Sıcak kuşakta, ani basınç farklarından kaynaklanan ve hızları saatte 100
- 150 km.ye kadar
çıkabilen rüzgârlardır. Daha çok okyanuslar üzerinde oluşurlar. Belirli yollar izleyerek karalarınüzerine de sokulurlar. Sarmal hava hareketleri halinde olduklarından, genellikle hortumlara sebepolurlar. Çevrelerine büyük zarar verirler. Tropikal rüzgârlara, Asya denizlerinde ve Avustralya’nınBüyük Okyanus kıyılarında
Tayfun
(Çince “Büyük rüzgar” demektir), Meksika Körfezi kıyılarında
Hurrican
(Hariken), Afrika’nın bazı kesimlerinde ve Latin Amerika kıyılarında da
Tornado
(Hortum)
adı verilir.
C. NEM ve YAĞIŞLAR
Atmosfer içerisindeki subuharına
nem
denir. Nem
higrometre
adı verilen aletle ölçülür. Havanın
nemi gram (gr) olarak ifade edilmektedir.
1. Mutlak Nem:
1m
3
hava içerisinde bulunan su buharının
gr olarak ağırlığına
mutlak nem
denir.Mutla
k nem, sıcaklık ve buharlaşmanın fazla olduğu Ekvatoral bölgelerde çok, soğuk kutupbölgeleri ile yüksek dağlarda azdır.
2. Maksimum Nem:
1m
3
havanın belli sıcaklıkta taşıyabileceği en fazla nem miktarına
maksimumnem
denir. Maksimum nem sıcaklığa bağlı olarak değişir. Sıcaklık arttıkça hava genişleyeceğindentaşıyabileceği nem miktarı artar. Sıcaklık azaldıkça hava daralır ve böylece taşıyabileceği nemmiktarı azalır. Sıcaklıkla maksimum nem doğru orantılıdır.
3. Bağıl Nem (Nisbi nem):
Mutlak nemin maksimu
m neme oranı havanın neme doyma oranınıverir. Bu orana bağıl nem denir. Yüzde (%) olarak ifade edilir.
Bağıl nem
ile sıcaklık ters orantılıdır. Sıcaklık düştükçe maksimum nem azalacağından, bağıl nemyükselir. Sıcaklık değerleri yükseldikçe, maksimum nem artacağından
bağıl nem
düşer.Bağıl nem çöl bölgelerinde ve kara içlerinde az, Ekvatoral bölge gibi yağışlı bölgelerde ve denizkıyılarında
çoktur.
YOĞUNLAŞMA
:
Havadaki
su buharının, tekrar sıvı ya da katı haldeki suya dönüşmesine
yoğunlaşma
denir.
Yoğunlaşmanın meydana gelmesi havanın nem bakımından doyma noktasını aşmasına bağlıdır.Havadaki bağıl nemin yüzde 100'e ulaştığı noktaya
doyma noktası
denir. Doyma noktası aşıldığı takdirde
hava
su buharının
fazlasını taşıyamaz. Fazla olan subuharı sıvı ya da katı hale dönüşür.
Yoğunlaşma sonucunda çok küçük su taneciklerinin biraraya gelmesiyle
bulutlar
oluşur.Bulutlar oluştukları yükseklikler dikkate alınarak üç gruba ayrılır.
1.
Yüksek bulutlar
(Sirüs’ler)
:
Saçak, tüy, ya da ince iplikler biçimindeki bulutlardır. Yüksek bulutlargenelde yağış getirmezler. Bunlar, bir siklonun yaklaştığının ve havanın bozacağının
habercisidirler.
2.
Orta yükseklikteki bulutlar
(Kümülüs’ler)
:
Kümeler biçimindeki bulutlardır. Genelde alt kısımlarıdüz ve siyah olur. Alt kısımlarının düz olmasının nedeni yoğunlaşmanın aynı seviyedenbaşlamasıdır. Siyah olmasının nedeni ise iri su taneciklerinden oluşmasıdır. Bu gruptaki bazıbulutlar yükseklere doğru büyür ve sağanak şeklinde şiddetli yağmurlar getirir.
3.
Alçak bulutlar
(Stratüs’ler)
:
Yer’in üstünde, asılı gri bir tabaka gibi duran koyu renkli bulutlardır.Genelde yağışlara yol açarlar.
Belirli bir
anda gökyüzünün bulutlarla kaplı kısmının tüm gökyüzüne olan oranına
bulutluluk
denir.
Bulutluluk oranı çeşitli aynalardan oluşan ve
nefometre
adı verilen bir aletle ölçülür. Buna göre,gökyüzünün oranı 10 kabul edilerek;
• 0 –
2 oranı
Açık hava
• 2 –
8
oranı
Bulutlu hava
• 8 –
10 oranı
Kapalı hava
yı ifade eder.
Sis
, ise yeryüzüne çok yakın oluşmuş ya da yeryüzüne çökmüş bulutlardır. Sıcak ve nemli birhavanın daha soğuk bir yerle teması sonucu sis oluşur. Sıcak ve soğuk hava kütlelerininkarşılaşması da sislere yol açar.
http://htmlimg2.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/9-f9eacea6d3.pnghttp://htmlimg2.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/9-f9eacea6d3.png
10
YAĞIŞ TÜRLERİ ve ETKİLERİ
Atmosferdeki su
buharının yoğunlaşarak sıvı ya da katı biçimde yeryüzüne düşmesine
yağış
denir.
Başlıca yağış türleri şunlardır:
1. Çiy:
Havadaki
su buharının
soğuk zeminler üzerinde, su tanecikleri şeklinde
yoğunlaşmasıylaoluşur. Özellikle bahar aylarında görülür.
2. Kırağı:
Havadaki
su buharının
soğuk cisimler üzerinde, 0°C den düşük sıcaklıklarda kristallerşeklinde yoğunlaşmasıyla oluşur. Sonbahar aylarında ya da kış başlarında görülür.
3. Kırç:
Havadaki
su buharının
çok soğumuş ağaç dalları, tel, saçak, vb. cisimler üzerindeyoğunlaşarak buz tabakası haline gelmesidir. Kırağıdan ayrılan yönü, kristallerin üst üste yığılarakbuz tabakası haline gelmesidir.
4
. Yağmur
: Bulutu oluşturan su taneciklerinin büyümesiyle oluşan su damlalarıdır. Yoğunlaşmanındevam etmesi ile ağırlığı artan su damlaları yağış şeklinde yere düşer.
5. Kar:
Su buharının, yükseklerde 0°C nin altında yavaş yavaş yoğunlaşmasıyla oluşan buzkristalleri yere düşer. Bu tür yağışlara
kar
denir.
6. Dolu:
Hava sıcaklığının birden bire ve büyük ölçüde azalması sonucu yağmur damlaları donarakbuz parçacıkları halinde yere düşer. Bu yağışlara da
dolu
denir.
YAĞIŞLARIN OLUŞMA BİÇİMLERİ
(OLUŞUM NEDENLERİNE GÖRE YAĞIŞLAR)
1. Yamaç Yağışları
(Orogra
fik Yağışlar)
:
Nemli hava kütlelerinin,yatay yönde hareket ederken dağ yamaçlarına çarparakyükselmesi ve soğuması sonucu oluşan yağışlardır.
Dünya’da en çok, Güneydoğu Asya’da, Orta kuşaktaki karalarınbatı kıyılarında ve sıcak kuşaktaki karaların doğu kıyılarındagörülür.
Türkiye’de ise, Toroslar’ın güneybatıya, Karadeniz Dağları ile Yıldız Dağları’nın kuzeye bakanyamaçlarında fazlaca görülür.
Not:
Hava kütleleri yamaç boyunca yükselirken en fazla yağışı 500
-
1000 m yükseltiler arasınabırakırlar. Yükselti arttıkça (1000 m lerden sonra) mutlak nem azaldığı için yağış da azalır.
2. Konveksiyonel Yağışlar
(Yükselim Yağışları)
:
Güneşli ve rüzgârsızgünlerde ısınan hava yükselerek soğur. Belli bir yükseltiden sonranemin yoğunlaşması ile yağış meydana ge
lir.
Dünya’da en çok, Ekvatoral bölgede rastlanır. Türkiye’de ise, İçAnadolu Bölgesi’nde İlkbahar’da görülen yağışlar konveksiyonelyağışlardır.Bu yağışlar halk arasında
kırkikindi yağışları
olarak bilinir.
3. Cephe Yağışları
(Frontal Yağışlar)
:
Sıcak ve soğuk havakütlelerinin karşılaşma alanlarında meydana gelen yağışlardır.
Dünya’da en çok,
Orta kuşakta ve 60° enlemleri civarındagörülür. Türkiye’de, özellikle kış mevsiminde görülen yağışlarınçoğu cephesel kökenlidir.
YAĞIŞLARIN YERYÜZÜNE DAĞILIŞI
Genel hava dolaşımı, kara ve deniz dağılışı, yer şekilleri
yükselti gibi nedenlerden dolayı
yeryüzünün her tarafı aynı oranda yağış almaz.
Dünya üzerinde;
En yağışlı bölgeler;
Ekvatoral bölge, Muson bölgeleri ve Orta kuşak karalarının batıkıyılarıdır.
En kurak bölgeler ise;
Orta kuşak karalarının dağlarla çevrili iç kısımları, dönenceler civarı,çevresine göre, alçakta kalmış yerler ve kutup çevreleridir.
http://htmlimg1.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/10-11c22451dc.jpghttp://htmlimg1.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/10-11c22451dc.jpghttp://htmlimg1.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/10-11c22451dc.jpg
11
A.9.11.
DÜNYANIN İKLİM ZENGİNLİĞİ(İKLİM TİPLERİ)
Dünyadaki başlıca iklim tipleri ve bu iklim tiplerine ait doğal bitki örtüleri
A-
Sıcak İklimler:
1-
Ekvatoral iklim: Gür ve geniş yapraklı ormanlar(Yağmur ormanları)
2-Tropikal(Subtropikal) iklim: Savanlar3-
Muson iklimi: Yayvan yapraklı ormanlar ve savanlar
4-
Çöl iklimi: Bazı kurakçıl otlar ve kaktüs
B-
Ilıman İklimler:
1-Akdeniz iklimi: Makiler2-
Okyanusal iklim: Yayvan ve iğne yapraklı ormanlar
3-
Karasal iklim: İğne yapraklı ormanlar(tayga) ve bozkırlar(step)
4-
Step iklimi: Bozkırlar(step)
C-
Soğuk İklimler:
1-Kutup iklimi-topra
k buzlarla kaplı olduğu için bitki örtüsü yoktur.
2-
Kutup Altı
İklimi(Tundra iklimi): Yosun, ot ve cılız çalılıklardan oluşan Tundralar’dır.
A. SICAK İKLİMLER
1. Ekvatoral İklim
:
Ekvator çevresinde, 0° –
10° Kuzey ve Güney enlemleri arasında görülür. Yıllıkortalama sıcaklık 25°C dolayındadır.Yıllık sıcaklık farkı 2
-
3°C yi geçmez. Yıllık yağış miktarı 2000 mm den fazladır. Her mevsim yağışlıolmakla birlikte, ekinoks tarihlerinde yağış maksimum düzeye erişir. Tabii bitki örtüsü oldukça gür
v
e geniş yapraklı ormanlardır.
Ekvatoral iklim, Amazon ve Kongo havzalarının büyük bir kesiminde, Gine Körfezi kıyılarına yakınbölgelerde, Endonezya ve Malezya’nın büyük bir bölümünde etkili olmaktadır.
2. Tropikal İklim (Subtropikal
- Savan):
10°
-
20° Kuzey ve Güney enlemleri arasında ve 0°
-
10°enlemlerinde 1000 m. den sonra görülür. Ekvatoral kuşak ile çöller arasında bir geçiş iklimidir.
Yıllık ortalama sıcaklık 20°C dolayındadır. Yıllık sıcaklık farkı 4
-
5°C dir. Yıllık yağış miktarı 1000
-2000 mm.
arasındadır. Güneş ışınlarının dik geldiği yaz ayları yağışlı, kışlar kuraktır. Tabii bitkiörtüsü yüksek boylu ve gür bitki toplulukları olan savanlardır.
Tropikal iklim, Sudan, Çad, Nijerya, Mali, Moritanya, Brezilya, Venezuela, Kolombiya, Peru ve
Boliv
ya gibi ülkelerde etkili olmaktadır.
3. Muson İklimi
:
Muson rüzgârlarının etki alanlarında görülür. Yıllık ortalama sıcaklık 15
-
20°C dir.Yıllık sıcaklık farkı 10°C civarındadır.
Yıllık ortalama yağış 2000 mm. dolayındadır. Yıllık yağışların % 85'i yaz aylarında düşer. Kışmevsimi kurak geçmektedir. Tabii bitki örtüsü kışın yaprağını döken, yazın yeşillenen ormanlardır.Yağışların azaldığı yerlerde ise savanlar görülür.
Muson iklimi, Güney Hindistan, Güney Çin, Güneydoğu Asya, Japonya ve Mançurya gibibölgelerde etkili olmaktadır.
4. Çöl İklimi (Sıcak ve Kurak İklim)
:
Dönenceler civarında, Asya ve Kuzey Amerika’da karaların içkısımlarında ve Güney Amerika’da görülür. Bu iklim tipini, yağışların yok denecek kadar az olmasıbelirler. Çöllerdeki nem yetersizliği, günlük sıcaklık farkının büyümesine zemin hazırlamıştır.Günlük sıcaklık farkının 50°C yi bulduğu zamanlar olmaktadır. Yıllık yağış miktarı 100 mm ninaltındadır. Yağışlar daha çok sağanak yağmurlar şeklindedir. Tabii bitki örtüsü bazı kurakçıl otlar
ve
kaktüs bitkileridir.
Afrika’da B. Sahra, Ortadoğu’da Necef, Asya’da Gobi, Taklamakan, Avustralya’da Gobbon veGibson, Güney Afrika’da Kalahari ve Namib, Güney Amerika’da Patagonya, Atacama ve Peruyeryüzündeki başlıca çöl alanlarıdır.
B. ILIMAN İKLİML
ER
1. Akdeniz İklimi
:
Genel olarak, 30°
-
40° enlemleri arasında görülür. Yazları sıcak ve kurak, kışlarıılık ve yağışlıdır. Yıllık ortalama sıcaklık 15
-
20°C dir. Yıllık sıcaklık farkı ise 18°C kadardır. Yıllık
http://htmlimg3.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/11-8f454bc227.pnghttp://htmlimg3.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/11-8f454bc227.png
12
yağış miktarı 600
-
1000 mm arasında değişir. En fazla yağış kışın, en az yağış yazın görülür.Karakteristik bitki örtüsü, kızılçam ormanlarının tahrip edilmesiyle ortaya çıkan makilerdir.Makiler, sürekli yeşil kalabilen, kısa boylu, sert yapraklı, kuraklığa dayanabilen, çalımsı bodur
bitkilerdi
r. Mersin, defne, kocayemiş, zeytin, süpürge çalısı, bodur, ardıç gibi bitkiler başlıca makitürleridir. Akdeniz ikliminde yağışın az çok yeterli olduğu orta yükseklikteki yamaçlarda iğneyapraklı ağaçlardan oluşan ormanlar (Kızılçam, sarıçam, karaçam ormanları gibi) yer alır.
Akdeniz iklimi en belirgin olarak Akdeniz çevresinde görülmekle birlikte, Güney Portekiz, Afrika’nıngüneyinde Kap Bölgesi, Avustralya’nın güneybatısı ve güneydoğusu, Orta Şili ve ABD’ninKaliforniya eyaletinde de etkili olmaktadır.
2
. Okyanusal İklim
:
Genel olarak, 30°
-
60° enlemleri arasında, karaların batı kıyılarında görülür.Yazlar fazla sıcak, kışlar da fazla soğuk olmaz. Yıllık sıcaklık ortalaması 15°C dir. Yıllık sıcaklık farkı10°C yi bulmaktadır.
Yıllık yağış ortalaması 1500
mm. dir. En fazla yağış sonbaharda görülür. Tabii bitki örtüsü yayvanve iğne yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlardır. Ormanların tahrip edildiği yerlerde çayırlar
bulunur.
Okyanusal iklim, Batı Avrupa, Kuzey Amerika’nın kuzeybatısı, Güney Şili, Avustralya’nınkuzeydoğusu ve Yeni Zelanda’da etkili olmaktadır.
3. Karasal İklim
:
Genel olarak, 30°
-
65° enlemleri arasında, karaların deniz etkisinden uzak içkısımlarında ve kıtaların doğu kıyılarında görülmektedir. Kışlar çok soğuk geçer ve uzun sürer.
Yazlar i
se sıcaktır. Yıllık sıcaklık ortalaması 0
-
10°C arasında değişir. Yıllık sıcaklık farkı 20
-
40°C dir.Yıllık yağış miktarı 500
-
600 mm dolayındadır.
En fazla yağış yazın, en az yağış kışın düşer. Kış yağışları daha çok kar şeklindedir. Tabii bitki örtüsüiğne yapraklı ormanlar
(tayga)
dır. Yağışın azaldığı kesimlerde de bozkırlar (step) görülür. Sibirya veKanada da iğne yapraklı ormanlara tayga ormanları adı verilir. Taygalar, Dünya ormanlarının %15'ini oluştururlar.
Karasal iklim, Sibirya, Kanada ve Doğu Avrupa’da geniş bir yayılış sahasına sahiptir.
4. Step İklimi (Yarıkurak İklim)
:
Step iklimi, bir geçiş iklimi özelliği gösterir. Step iklimlerinde yıllıksıcaklık farkı 15
-
30°C dir.
Yıllık yağış miktarı 300
- 500 mm. dir. Step iklimlerinde en fazla ya
ğış ilkbaharda ve yazındüşmektedir. Tabii bitki örtüsü yağışlı mevsimde yeşeren, kurak mevsimde sararan step (bozkır)
tir.
İnsanlar tarafından ağaç kesilerek, yakılarak ormanların ortadan kaldırılması sonucunda oluşanbozkırlara
antropojen bozkır
denir. B
u tür bozkırlar, ormanların tahrip edilmesi sonucunda ortayaçıktığından yer yer orman ağacı topluluklarına rastlanır.
C. SOĞUK İKLİMLER
1. Tundra İklimi (Kutup altı
İklimi)
:
Genel olarak, 65°
-
80° Kuzey enlemleri arasında görülür.Sıcaklığın çok düşük olduğu bir iklim tipidir. Bu iklimde en sıcak ayın ortalaması dahi 10°C yigeçmez. Kışın değerler
-
30°C ile
-
40°C ye iner. Yıllık sıcaklık farkının 65°C yi bulduğu yerler vardır.Yağışlar ortalama 200
-
250 mm kadardır. En fazla yağış yaz aylarında görülür.
Tabii bitki örtüsüçalı, yosun ve yazın yeşeren kurakçıl otlardan oluşan tundralardır.
Tundra iklimi, Avrupa’nın kuzey kıyıları, Kuzey Sibirya, Kuzey Kanada, Grönland Adası kıyılarıve Orta kuşaktaki yüksek dağlarda etkili olmaktadır.
2. Kutup İ
klimi:
Karlar ve buzullarla kaplı kutup bölgelerinde görülür. Sıcaklık ortalaması bütün yılboyunca 0°C nin altındadır. Sıcaklık, çoğu zaman
-
40°C ye, hatta daha altına iner. Yıllık sıcaklık farkı30°C dolaylarındadır. Yağışlar son derece az ve kar şeklindedir. Ortalama yağış 200 mm.civarındadır. Bu iklim tipinde bitki örtüsü yoktur.
Kutup iklimi, Kuzey Kutbu çevresinde Grönland Adası’nın iç kısımlarında ve Antarktika’da
etkilidir.
http://htmlimg3.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/12-0c67eb1b7a.jpg
13
İKLİM BİLGİSİ ÇALIŞMA SORULARI
1.
İklim nedir? İklimi hangi bilim dalı inceler?
2.
İklimin insan ve çevre üzerine Etileri nelerdir?
3.
Hava durumu nedir? Hava durumunu hangi bilim dalı inceler?
4.
Klimatoloji ve meteoroloji nedir? Tanımlayınız.
5.
Atmosferin tanımını yapınız ve katlarını belirtiniz.
6.
Atmosferin i
ç içe küreler şeklinde meydana gelmesinin temel nedeni nedir?
7.
Troposferin başlıca özellikleri nelerdir?
8.
İklim olayları atmosferin hangi katında meydana gelir, iklim olaylarının bu katta meydana gelmesinin
sebebi nedir?9.
Atmosferdeki gazların %75’i, atmosferin hangi katında bulunur?
10.
Stratosferin temel özellikleri nelerdir?
11.
Ozon katının canlılar için önemi nedir?
12.
İyonosfer katının haberleşme açısından önemi nedir?
13.
Atmosferin en dış katmanı hangisidir, bu kattan sonra nereye geçilir?
14.
Atmosferin başlıca faydaları nelerdir?
15.
İklim elemanları nelerdir?
16.
İklimin temel elemanı hangisidir, neden bu iklim elemanına temel eleman denmektedir?
17.
Sıcaklık neye denir, neyle ölçülür ve birimi nedir?
18.
Temel sıcaklık kaynağımız nedir?
19.
Güneşten atmosfere gelen enerji %100 kabul edilirse, bu enerjinin atmosferden itibaren dağılımı neşekilde olmaktadır?
20.
Sıcaklık dağılışını etkileyen faktörler(sıcaklık etmenleri) nelerdir?
21.
Güneş ışınlarının yeryüzüne düşme açısını etkileyen faktörler nelerdir?
22.
Enlem etkisi(enlem faktörü) ne demektir?
23.
G
üneş ışınlarının bir bölgeye dik veya yatık gelmesi, o bölgedeki sıcaklık durumunu ne şekilde etkiler?
24.
Bakı faktörü nedir ve sıcaklık dağılışını ne şekilde etkiler?
25.
Güneş ışınlarının atmosferde kat ettiği yol, sıcaklık dağılışını ne şekilde etkiler?
26.
Güneşlenme süresi, yeryüzündeki sıcaklık dağılışını ne şekilde etkiler?
27.
Yükseltiyle sıcaklık değişimi ne şekilde olmaktadır?
28.
Kara ve denizlerin dağılışı, yeryüzündeki sıcaklık dağılışını ne şekilde etkilemektedir?
29.
Karasal iklimlerle denizel iklimlerde en sıcak ve en soğuk ayın farklı olmasının temel nedeni nedir?
30.
Nem miktarının, yeryüzündeki sıcaklık dağılışını ne şekilde etkilediğini kısaca açıklayınız.
31.
Dünyanın en sıcak yerleri nerelerdir, bu durumun sebebi nedir?
32.
Güneş ışınları ekvator çevresine dik ve dike yakın gelmesine rağmen, ekvator çevresi neden dünyanınen sıcak yerleri değildir
?33.
Kış mevsiminde havanın bulutlu olduğu günlerde sıcaklık değeri yüksekken, havanın bulutsuz(açık)olduğu günlerde sıcaklık değeri daha düşüktür? Bu durumun sebebi nedir?
34.
Deniz v
e okyanuslar üzerinde de enlem etkisine bağlı olarak sıcaklık dağılışı ekvatordan kutuplaradoğru düzenli olarak azalış göstermesi gerekirken durum böyle olmayıp, aynı anda ekvator yakınıyerlerde düşük sıcaklıklar görülürken kutba yakın yerlerde(örneğin kışın Norveç kıyıları) daha yükseksıcaklıklar görülebilmektedir? Bu durumun temel nedeni nedir?
35.
Yeryüzünde deniz ve okyanuslarda uğradıkları bölgelerde sıcaklığı düşüren ve sıcaklığı yükselten başlıcaokyanus akıntıları hangileridir?(dilsiz bir dünya haritası üzerine çizimle gösterilecek).
36.
Rüzgarların yeryüzündeki sıcaklık dağılışına etkisini gösteren örnekler veriniz.
37.
Sıcaklığın yeryüzündeki dağılışı nelerle gösterilmektedir?
38.
İzoterm ne demektir?
39.
Gerçek izoterm haritaları ve indirgenmiş izoterm haritaları ne demektir? Kısaca ifade ediniz.
40.
3400 m
yükseklikteki bir yerin
gerçek sıcaklık değeri
-7
0
C
ise, buranın indirgenmiş sıcaklık değeri
nedir?41.
Dağın x m yükseltide bulunan bir noktasında gerçek sıcaklık değeri 14
ve indirgenmiş sıcaklık değeri
26 ise bu
dağın x noktasının yükselti değeri kaç metredir?
42.
Yeryüzündeki sıcaklık kuşaklarını şekil çizerek gösteriniz.
43.
Dünya yıllık ortalama sıcaklık dağılışı hakkında kısa bilgi veriniz.
44.
Kuzey yarım kürede, yüksek enlemlerdeki karaların batı kıyıları, doğu kıyılarına göre daha sıcaktır. Bu
durumun sebebi nedir?
http://htmlimg2.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/13-63334265ca.pnghttp://htmlimg2.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/13-63334265ca.pnghttp://htmlimg2.scribdassets.com/62zwwpagw19bspi/images/13-63334265ca.png
14
45.
Yıllık ortalama sıcaklık dağılışına bakıldığında; kuzey yarım küredeki sıcaklık farkları güney yarımküreden daha fazladır. Bu durumun sebebi nedir?
46.
Yıllık ortalama sıcaklık dağılış haritasına bakıldığında; t
ermik ekvatorun ortalama 8
° kuzeye kaydığıgörülmektedir. Bu durumun nedenleri nelerdir?
47.
Dünya Ocak ayı ortalama sıcaklık dağılış haritası dikkate alındığında dünyanın en sıcak ve en soğuk
yerleri nerelerdir?48.
Dünya Temmuz ayı ortalama sıcaklık dağılış haritası dikkate alındığında dünyanın en sıcak ve en soğuk
yerleri nerelerdir?49.
Basınç neye denir, neyle ölçülür ve birimi nedir?
50.
İzobar ne demektir?
51.
Atmosfer basıncını etkileyen faktörler nelerdir?
52.
Yerçekimi ile basınç arasında nasıl bir ilişki vardır? Kısaca
ifade ediniz.53.
Yükselti ile basınç arasında nasıl bir ilişki vardır? Kısaca ifade ediniz.
54.
Sıcaklık ile basınç arasında nasıl bir ilişki vardır? Kısaca ifade ediniz.
55.
Dinamik basınç merkezleri ne demektir? Kısaca ifade ediniz.
56.
Yüksek basınç(antisiklon) ve alçak basınç(siklon) ne demektir?
57.
Yüksek basıncın görüldüğü yerlerde hangi hava hareketleri hakimdir?
58.
Alçak basıncın görüldüğü yerlerde hangi hava hareketleri hakimdir?
59.
Yeryüzündeki sürekli basınç alanları hakkında açıklayıcı bilgi veriniz.
60.
Rüzgar nedir, rüzgarın hızı hangi aletle ölçülür?
61.
Rüzgarın yönünü gösteren alete ne ad verilir?
62.
Rüzgarın hızını etkileyen faktörler nelerdir?
63.
Rüzgarın yönünü etkileyen faktörler nelerdir?
64.
Hakim rüzgar yönü ne demektir? Neye göre ortaya çıkar?
65.
Alçak ve yüksek basınç alanlarında rüzgarların hareketleri ne şekildedir?(şekil çizilecek)
66.
Dünyanın ekseni etrafındaki dönüş hareketi, rüzgar yönlerini ne şekilde etkilemektedir?
67.
Sürekli rüzgarlar hangileridir çeşitlerini yazınız ve açıklayınız.
68.
Alize rüzgarlarına, niçin “ticaret rüzgarları” denmiştir?
69.
Mevsimlik rüzgarların oluşum nedenini kısaca belirtiniz.
70.
Yaz musonları ve kış musonları hakkında açıklayıcı bilgi veriniz.
71.
Yerel rüzgar çeşitleri nelerdir?
72.
Meltem rüzgarlarının oluşum nedenini açıklayınız.
73.
Kara ve deniz meltemi ile
“dağ
ve vadi
meltem”
inin
oluşumlarını şekil çizerek açıklayınız.
74.
Fön rüzgarının oluşum şeklini çiziniz ve fön rüzgarı hakkında açıklayıcı bilgi veriniz.
75.
Siroko ve hamsin dünyanın nerelerinde etkili olmaktadır? Belirtiniz.
76.
Soğuk yerel rüzgarlar hangileridir ve etkili oldukları alanlar nerelerdir?
77.
Tropikal rüzgarlar hangileridir ve etkili oldukları alanlar nerelerdir?
78.
Nem nedir ve hangi aletle ölçülür?
79.
İzoyet ne demektir?
80.
Mutlak nem, maksimum nem ve nisbi(bağıl) nem ne demektir?
81.
Yoğunlaşma ne demektir?
82.
Doyma noktas
ı ne demektir?
83.
Bulutlar nasıl oluşur? Kısaca ifade ediniz.
84.
Bulutluluk nedir ve hangi aletle ölçülür?
85.
Sis nedir, nasıl oluşur?
86.
Yağış nedir ve başlıca yağış türleri nelerdir?
87.
Oluşum biçimlerine/nedenlerine göre yağışlar nelerdir, şekil de çizerek açıklayınız
.88.
Yamaç yağışlarının(orografik yağışların), Dünya’da ve Türkiye’de en çok görüldüğü alanları belirtiniz.
89.
Konveksiyonel yağışların, Dünya’da ve Türkiye’de en çok görüldüğü alanları belirtiniz.
90.
Cephe yağışlarının(Frontal yağışların), Dünya’da ve Türkiye’de en çok görüldüğü alanları belirtiniz.
91.
Yağışların yeryüzünde farklı dağılışına yol açan başlıca etkenler nelerdir?
92.
Yeryüzünün en yağışlı ve en kurak bölgeleri nerelerdir?
93.
Yeryüzündeki başlıca iklim tiplerini ve bu iklim tiplerine ait tabii bitki örtülerini yazınız.
94.
Yeryüzündeki başlıca iklim tiplerini ve görüldükleri bölgeleri yazınız.
95.
Antropojen bozkır ne demektir?






  1. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun kelimelerle doldurunuz.( 18 Puan )


1.        Yeryüzündeki kayaçlar, basınç ve sıcaklığın etkisiyle..................... …………………Kayaçlara dönüşür.
2.        Püskürük kayaçlar……………....................... ve…………………….              olmak üzere iki gruba ayrılır.
3.        Mermer,………………..                başkalaşmasıyla oluşmuştur.
4.        Yer altı mağaralarındaki…………................ Ve…………………Kimyasal tortul taşlardandır.
5.        Kömür,........................ ……….taşlaşmasıyla oluşmuştur.
6.        Kaya kırıntılarının doğal bir çimentoyla birleşmesi sonucu……………………..            kayaçlar oluşur.
7.        Yer altı mağaraları, kanyon vadiler ve obruklar…………………….       Kayaçların yaygın olduğu yerlerde oluşur.
8.        Bazalt ve andezitlere..................... arazilerde yaygın olarak rastlanır.
9.        Granit……………………..         kayaçların örneklerindendir.


 


2.Kayaç döngüsünü anlatan kavram haritasını uygun şekilde doldurunuz. ( 10 Puan )



3.
Aşağıdaki ifadelerden doğru olanların yanına D, yanlış olanların yanına Y yazınız. ( 10 Puan )
1-(   )   Tortul kayaçların bir kısmı canlı kalıntılarından oluşmaktadır.
2.(   )   Tüf, volkanik arazilerde görülür.       
3.(   )   Tek dağların büyük bir kısmı kalkerli arazilerde oluşur.              
4.(   )   Gnays, granitin başkalaşmasıyla oluşur.           
5.(   )   Volkan camı(oksidyen), iç püskürük kayaçlardandır.
6.(   )   Pamukkale travertenleri, organik tortul kayaçlardandır.             
7.(   )   Peribacalan, volkanik arazilerde oluşmaktadır.              
8.(   )   Mermer, sert bir kayaç olduğundan aşınmaya karşı dirençlidir.  
9.(   )   Fiziklsel tortul kayaçlar, kaya kırıntılarının birleşmesiyle oluşur.            
10.(   )   Başkalaşım kayaçlar, yer kabuğundaki taşların özelliklerini yitirmesiyle oluşur. 

4-        Akarsu rejimi nedir? Kısaca açıklayınız? ( 10 puan )



 


5-      Akarsu havzası nedir? Kaç türlü havza vardır? açıklayınız? ( 10 puan )



 


6-     Artezyen kaynağını şekil çizerek açıklayınız  ( 10  puan)





 


7-.    Aşağıdakilerden hangisi deprem olma olasılığı en fazla olan yerlerdendir? ( 4 puan )
                     A) Levha kenarları                        B) Eski araziler
                     C) Deniz tabanları                        D)  Kara kütleleri
                                         E) Yükseltisi fazla olan yerler
 


8-.   Aşağıdakilerden hangisi diğer dördünün nedenidir? ( 4 puan )
A)            Fayların oluşması
B)            Levhaların hareket etmesi
C)            Volkanik olaylar
D)           Depremlerin oluşması
E)            Sıcak su kaynaklarının oluşması
 


9Aşağıdakilerden hangisi, bir bölgede kaplıcaların yaygın olmasının nedenlerindendir? ( 4 puan )
A)            Yükseltisinin fazla olması
B)            Yer şekillerinin engebeli olması
C)            Yer kabuğunda kırık hatlarının yaygın olması
D)           İklim koşullarının elverişli olması
E)            Bitki örtüsünün çeşitlilik göstermesi
 10         

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler, Thanks