BEYYİNE KUR'ÂN'DA YİRMİ KEZ
TEKRARLANIR VE GENEL OLARAK ŞU MÂNÂLARA GELİR:
1-
Kur'ân veya Hz Muhammed:
"Böyle
iken kitap verilenler ayrılmadılar da ancak kendilerine apaçık bir hüccet (beyyine) geldikten sonra (bozuk
itikadlarından) ayrıldılar" (el-Beyyine, 98/1,4; el-En'âm, 6/I57;
Muhammed, 47/14)
2-
Delil, hüccet: "De ki şüphesiz bana Rabbim'den apaçık bir hüccet verilmiştir " (el-En'âm 6/57, el-A'râf,
7/85; Hud, 11/17, 28, 88; Tâhâ, 20/133;
Fâtır, 35/40)
3-
Mucize: "Semûd kavmine de kardeşleri Sâlih'i gönderdik, dedi ki: Ey kavmim Allah'a kulluk edin, sizin ondan başka
ilâhınız yoktur "Size Rabbiniz'dan
apaçık bir mucize gelmiştir " (el-Arâf, 7/73,105; el-Enfal,
8/41-42;
Hud, 11/53, 63)
4-
Apaçık bir işâret, ibret: "Andolsun ki aklını kullanacak bir kavim için
biz orada apaçık bir nişâne, bırakmışızdır " (el-Ankebut, 29/35)
İNİŞ SEBEBİ
Beyyine suresi Hicretin 3. senesi
sonunda Beni Nadr Gazvesi öncesinde inmiştir.
Sure
Yahudi ve Hırıstiyanları muhatap almıştır ve özel olarak da Ubey b. Kaab
muhatap alınmıştır. Ubey b. Kâab Müslüman olan Yahudi âlimlerindendi. Ehl-i
Kitap olan Yahudilerin peygamberimizle (sav) münakaşa etmeleri üzerine onlara
sert eleştiride bulunmak için nazil olmuştur. Sure nazil olunca Resulullah
(sav) Ubey b. Kaab’a giderek “Allah sana Kur’ân okumamı emretti” buyurdu. Ubey
b. Kaab “Benim ismimi Allah mı sana söyledi?” dedi. Peygamberimiz (sav) “Senin
ismini Allah söyledi” deyince Ubey (ra) ağlamaya başladı. Peygamberimiz (sav)
sureyi Ubey’e okumasının amacı gelen ayetleri ona tebliğ etmek, onun bilgisini
sağlamlaştırmak, imanını kuvvetlendirmek içindir. (Buharı, Kitabu Tefsir, 98;
Müslim, Fedail-i Sahabe, 121, 122; Tirmizi, Menakıb, 33; Taberi, Tefsir, 9:189)
Beyyine1:
Kitap ehlinden inkâr edenler ile Allah'a ortak koşanlar, kendilerine apaçık
delil gelinceye kadar (küfürden) ayrılacak değillerdi.
**************************************************************************************************************************
BEYYİNE 1: Kitap ehlinden inkâr
edenler ile Allah'a ortak koşanlar, kendilerine apaçık delil gelinceye kadar
(küfürden) ayrılacak değillerdi.
Yahudiler
ve Hıristiyanlar daha önce ahir zaman peygamberine inanacaklarına dair
verdikleri sözü çiğnemiş olmalarıdır. Nitekim “Meryem oğlu İsa: «Ey
İsrailoğulları! Doğrusu ben, benden önce gelmiş olan Tevrat'ı doğrulayan,
benden sonra gelecek ve adı Ahmet olacak bir peygamberi müjdeleyen, Allah'ın
size gönderilmiş bir peygamberiyim» demişti. Ama o elçi, kendilerine belgelerle
geldiği zaman: «Bu, apaçık bir sihirdir» demişlerdi.” (Saf, 61:6)
Yüce
Allah “inkârcıların hallerini vasfetmektedir. O inkârcıların bir kısmının
müşriklerden ve bir kısmı da ehl-i kitaptan olduğunu ifade etmektedir. Ehl-i
kitap olanlar da Allah’a çocuk isnat etmek ve Alla h hakkında bilgileri olmadan
yalan-yanlış sözler söylemek, Allah’ı insan suretinde telakki etmek ve teslis gibi benzetmeler yaparak şirke ve
küfre düşmüş olmaktadırlar. Ehl-i kitap olan Yahudiler ve Hıristiyanlar ,
Peygamberimiz (sav) elinde beyyine, yani delillerle, getirdiği Kur’an-ı Kerim
ve bizzat kendisi diliyle, aklî ve mantıkî delillerle onlara gerçekleri
açıklayarak imana davet ettiği halde onlar az bir kısmı hariç küfürlerinden
vazgeçmediler.
***********************************************************************************************************************
BEYYİNE 2: “Bu delil, tertemiz sahifeleri
okuyan, Allah tarafından gönderilen bir peygamberdir”
O
peygamber tertemiz değerli sahifelerde yazılı olan yüceltilmiş, değerli takva
sahibi, yazıcı kâtiplerin elleriyle yazılmış, (Abese, 80:13-16) sahifelerde
yazılı olan vahyi okur ve onu insanlara beyan eder. “O, nefis arzusu ile
konuşmaz. (Size okuduğu) Kur'an ancak kendisine bildirilen bir vahiydir” (Necm,
53:3-4) O yazılı olan Kur’âna da temiz olanlardan başkası dokunamaz. Zira o
âlemlerin Rabbinin katından inzal edilmiştir. (Vakıa, 56:79) İşte peygamber o
kitabı okur ve insanlara ondan ders verir
TABERİ: Ehl-i kitaptan kâfir
olanlara ve müşriklere gönderilen bu delil. Allahın peygamberi olan
Muhammed'dir. O peygamber onlara, batıldan arınmış olan tertemiz sahifleri
okur. O sahifelerde, içinde hata bulunmayan dosdoğru hükümler vardır.
Kendilerine kitap verilen Yahudi ve Hristiyanlar, Muhammed hakkında kendilerine
apaçık deliller gelinceye kadar Muhammed'in peygamberliği hususunda ihtilafa
düşmemişlerdi.
***********************************************************************************************************************
BEYYİNE3: O sahifelerde dosdoğru
hükümler vardır.
Yorum:
Kuran doğru ile yanlışı ayıran ve bu kimsenin tarafını tutmayan bir kitaptır.
***********************************************************************************************************************
BEYYİNE
4:Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine o apaçık delil geldikten
sonra ayrılığa düştüler.
Hristiyanlıktan
İslam'a geçen Adiy b. Hatem, "Ya Resulullah, biz onları Rab
edinmiyorduk" deyince Resulullah (asv), şu açıklamayı yapar: Hadis: Razi ‘ den "Onlar, Allah'ın helal kıldığını
haram, haram kıldığını helal yapıyor, siz de onlara uyuyordunuz. İşte bu,
onları Rab edinmektir." Yoksa,
herhangi birini Rab edinmek için illa ona "Rab" namını vermek şart
değildir.
İşte
tefrikanın en büyüğü: TEVBE 31 (Yahudiler)
Allah'ı bırakıp, hahamlarını; (hırıstiyanlar ise) rahiplerini ve Meryem oğlu
Mesih'i rab edindiler. Oysa, bunlar da ancak, bir olan Allah'a ibadet etmekle
emrolunmuşlardır. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. O, onların ortak koştukları
her şeyden uzaktır.
YORUM: Peki Rabbleri farklı olanların mücadelesi
farklı olmayacak mıdır? Herhangi bir konuda danıştıkları, bilgi aldıkları
kaynakları farklı olan bu tayfaların bilgileri birbirinden farklı olmayacak mı?
Bilgileri farklı olan bu tayfanın çelişkiye-tartışmaya düşmemeleri mümkün mü?
İslam dünyasında Allah ve peygamber öğretisinden uzaklaşarak çeşitli adlar
altında Rabbler yok mu? Evliyalar, şeyhler, cemaat ve kanaat önderleri, pirler,
abdallar, sufiler, imamlar gibi. “Oysa bunlar da ancak, bir olan Allah'a ibadet
etmekle emrolunmuşlardır” Namaz kılan oruç tutanın masumiyeti. Nasıl peki? İç
dünyası kendisinin namazla v.s. iman ettiğini ve Allah ibadettin de yanlızca bu
kapsadığını fısıldamakta. İbadet ediyorum ya artık onun için Allah Evliyalar,
şeyhler, cemaat ve benzerlerine başvurmak sorun olmuyor. Nasılsa iman
dairesinde.
HAC 68-69Eğer seninle mücadele
ederlerse, de ki: "Allah yapmakta olduğunuzu daha iyi bilmektedir."
Hakkında ayrılığa düşüp durduğunuz şeyler konusunda kıyamet günü Allah aranızda
hüküm verecektir
Yunus
Sûresi: 19 “İnsanlar (başlangıçta tevhit inancına bağlı) tek bir ümmet idiler;
sonra ayrılığa düştüler. Eğer (azabın ertelenmesiyle ilgili olarak ezelde)
Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, ayrılığa düştükleri hususlarda aralarında
derhal hüküm verilir (işleri bitirilir)di.”
Yahudiler
arasındaki ihtilaflar Hz. İsa’nın (as) gelmesinden sonra daha da çoğalmıştır. TEVBE 34 “Hahamlar ve rahiplerin çoğu,
insanların mallarını haksızlıkla yerler. Allah yolundan alıkoyarlar”
BAKARA 113:Yahudiler «Hıristiyanlar
bir temel üzerinde değil» dediler, Hıristiyanlar da «Yahudiler bir temel
üzerinde değil» dediler; oysa onlar Kitaplarını da okuyorlar. Bilgisizler de
tıpkı onların söylediklerini söylemiştir. Allah, kıyamet günü, anlaşmazlığa
düştükleri şeylerde onların arasında hüküm verecektir”
YORUM: BAKARA 113: Müslümanların özellikle
mezhepler konusunda takındıkları tavırları hatırlatıyor. O mezhep hak bu mezhep
hak değil. Yine kendilerine cemaat denen güruhlarda ötekilerini aynı eda ile
eleştirmektedirler.
ALİ BULAÇ BAKARA 213: “İnsanlar tek bir ümmetti. Allah,
müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi ve beraberlerinde,
insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek
üzere hak kitaplar indirdi. Oysa kendilerine apaçık ayetler geldikten sonra,
birbirlerine karşı olan 'azgınlık ve kıskançlıkları' yüzünden anlaşmazlığa
düşenler, o, (Kitap) verilenlerden başkası değildir. Böylece Allah, iman
edenleri, hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe kendi izniyle eriştirdi. Allah,
kimi dilerse onu doğruya yöneltir. “
İBNİ KESÎR: Bu tanımlama genel olup -bazı müfessirlerin
ileri sürdüğü gibi- yalnız Yahudileri ve Hristiyanları değil, Peygamber
Muhammed (s)'in zuhurundan önceki bütün dinî öğretilerin mensuplarını da
kapsamaktadır . M.Esed: Yani, onların
büyük kısmı, kendilerine gönderilmiş olan ve tümü aynı temel hakikatleri tebliğ
etmiş bulunan peygamberlerin öğretilerinden saptılar.
Yani
Ehl-i Kitabın bundan önce çeşitli sapıklıklara düşerek sayısız fırkalara
bölünmesinin nedeni, Allah'ın hidayeti geldikten sonra bu sapıklığa
düşmüşlerdir. Onun için, bu sapıklıktan kendileri sorumludurlar. Çünkü Allah'ın
hücceti tamamlanmıştır. Şimdi ise o sayfalar temiz kalmamıştır. Yorum: İncil ve Tevratın tahrifi.
Onların
kitapları doğru ve halis talimatları haiz değildir. Bu nedenle Allah bir
peygamber gönderip onlara apaçık delil göstermiştir. Bu vasıtayla onlara temiz
ve doğru talimatı taşıyan apaçık delil göndererek üzerlerindeki hüccetini
tekrar tamamlamıştır. Bundan sonra aralarında fırkalaşmaya devam ederlerse
bunun sorumluluğu kendilerine aittir. Onlar Allah'a karşı bir hüccet
getiremeyeceklerdir. Bu Kur'an-ı Kerim'in bir çok yerinde ifade edilmiştir.
BAKARA 253”......Eğer Allah dileseydi,
bunların arkasından gelen (millet)ler, kendilerine apaçık deliller geldikten
sonra, birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat ayrılığa düştüler. Onlardan inananlar
da vardı, inkar edenler de. Yine Allah dileseydi, birbirlerini öldürmezlerdi.
Lakin Allah dilediğini yapar.”
ALİ İMRAN 19 ”Şüphesiz Allah katında din
İslam'dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf,
aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah'ın
âyetlerini inkar ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir”
YUNUS
93”Andolsun, biz İsrailoğullarını çok güzel bir yurda yerleştirdik ve
onlara temiz rızıklar verdik. Kendilerine bilgi gelinceye kadar ayrılığa
düşmediler. Şüphesiz ki, ayrılığa düşmüş oldukları şeyler hakkında Rabbin
kıyamet günü aralarında hükmünü verecektir”
ŞURA 13-14-15: “Dini dosdoğru tutun ve
onda ayrılığa düşmeyin!" diye Nûh'a emrettiğini, sana vahyettiğini,
İbrâhim'e, Mûsâ'ya ve İsâ'ya emrettiğini size de din kıldı. Fakat senin kendilerini
çağırdığın şey (İslam dini), Allah'a ortak koşanlara ağır geldi. Allah ona
dilediğini seçer. İçtenlikle kendine yönelenleri de ona ulaştırır. Onlar,
kendilerine bilgi geldikten sonra, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa
düştüler. Eğer (azabın) belli bir süreye kadar (ertelenmesi ile ilgili olarak)
Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, aralarında hemen hüküm verilirdi. Onlardan
sonra Kitab'a mirasçı kılınanlar da, onun hakkında derin bir şüphe
içindedirler. Onlar, kendilerine bilgi
geldikten sonra, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler. Eğer
(azabın) belli bir süreye kadar (ertelenmesi ile ilgili olarak) Rabbinden bir
söz geçmiş olmasaydı, aralarında hemen hüküm verilirdi. Onlardan sonra Kitab'a
mirasçı kılınanlar da, onun hakkında derin bir şüphe içindedirler. (Ey
Muhammed!) Bundan dolayı sen çağrıya devam et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol.
Onların heva ve heveslerine uyma ve şöyle de: "Ben Allah'ın indirdiği her
kitaba inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de
Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz
sizedir. Bizimle sizin aranızda tartışılacak bir şey yoktur. Allah hepimizi bir
araya toplayacaktır. Dönüş de ancak O'nadır."
CASİYE 16-17: (“Ey Muhammed!) Bundan
dolayı sen çağrıya devam et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların heva ve
heveslerine uyma ve şöyle de: "Ben Allah'ın indirdiği her kitaba inandım
ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin
de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz sizedir.
Bizimle sizin aranızda tartışılacak bir şey yoktur. Allah hepimizi bir araya
toplayacaktır. Dönüş de ancak O'nadır."
Bakara 109-) Kitap sahiplerinden çoğu, gerçek
kendilerine besbelli olduktan sonra, sırf içlerindeki kıskançlıktan ötürü sizi
imanınızdan sonra küfre döndürmek isterler. Allah emrini getirinceye kadar
affedin, hoş görün. Şüphesiz Allah, her şeye gücü yetendir.(S.Ateş)
***********************************************************************************************************************
BEYYİNE 5: Halbuki onlara, ancak
dini Allah'a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O'na kulluk etmeleri,
namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.
Bir Sembol: Hz. İbrahim: Hanif, Akıl , Dua ve Teslimiyet
BAKARA 131: “Rabbi ona "Teslim
ol" dediğinde "Âlemlerin Rabbine teslim oldum" demişti.”
HUD 75: Çünkü İbrahim, çok yumuşak
huylu ve çok yufka yürekli (yanık kalbli) idi.
NAHL 120 :"Gerçek şu ki, İbrahim (tek
başına) bir ümmetti; Allah'a gönülden yönelip itaat eden bir muvahhiddi ve o
müşriklerden değildi."
“İbrahim
(as) Yahudi de, Hıristiyan da değildi, ama doğruya yönelen bir müslimdi;
Allah’a şirk ve ortak koşanlardan değildi” (Al-i İmran, 3:67) buyrularak Tevhid
dini üzere Müslüman olduğunu beyan etmektedir. Bu nedenle Allah katında din
İslamdır. (Al-i İmran, 3:19) “Kim İslamdan başka bir dine yönelirse bu ondan
kabul edilmez.” (Al-i İmran, 3:85)İbrahim tam bir hanif
***********************************************************************************************************************
BEYYİNE 6: Şüphesiz, inkâr eden kitap
ehli ile Allah'a ortak koşanlar, içinde ebedi kalmak üzere cehennem
ateşindedirler. İşte onlar yaratıkların en kötüsüdürler.
***********************************************************************************************************************
Beyyine7:
Şüphesiz, iman edip, salih ameller işleyenler var ya; işte onlar yaratıkların
en hayırlısıdırlar.
***********************************************************************************************************************
BEYYİNE 8:Rableri katında onların
mükafatı, içlerinden ırmaklar akan, içlerinde ebedi kalacakları Adn
cennetleridir. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah'tan razı
olmuşlardır. İşte bu mükafat Rablerine derin saygı duyanlara mahsustur.
***********************************************************************************************************************
BEYYİNE 4:Kitap ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık
belgeler geldikten sonra fırkalara ayrıldılar.(Mevdudi)
***********************************************************************************************************************
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkürler, Thanks